fluster ne demek?

  1. Şaşırtmak, telaşa düşürmek şaşırmak
  2. Heyecan, telaş
  3. Sarhoş etmek
  4. Bocalamak, telaşlanmak
  5. Şaşkınlık, bocalama
  6. Telaşlandırmak, heyecanlanmak
  7. İki ayağını bir pabuca sokmak

flustered

  1. Canı sıkılmış
  2. Heyecanlı, tedirgin
  3. Kaygılı, endişeli
  4. Kafası karışmış
  5. Allak bullak olmuş

flush

  1. Kanatlanıp uçmak, ürkmüş kuş gibi uçmak: ürkütüp kaçırmak (özellikle av kuşu): birden ürkütüp kaçırılan kuşlar.
  2. İskambil floş, poker oyununda aynı renkten olan bir el kağıt.
  3. Dopdolu, taze: bol, mebzul, bereketli, cebinde çok para taşıyan: bir seviyede, düz: güvertesi baştan kıça kadar düz olan (gemi): düzlemek bir seviyeye getirmek
  4. Boşluklarını doldurup düzeltmek (duvar)
  5. Düz bir şekilde, yüzeyde tam.
  6. Birden akmak, hücum etmek (kan)
  7. Kızarmak
  8. Heyecanlandırmak: akıtmak, bol su ile temizlemek
  9. Kızartmak
  10. Kızarma

Türetilmiş Kelimeler (bis)

flusteredflushflush boxflush inflush irpsflush leadingfluflu yapmakflubflubdubflubdub flubdubbery
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın