fek ne demek?

  1. Bozma, feshetme, kesme, ayırma, koparma.
  2. Bk. çene
  3. Üzüntü veya kızgınlıktan dolayı başını aşağı eğip, nereye gittiğini bilmeden gitmek. (Osmanlıca'da yazılışı: fek')
  4. (en)Release (from a pledge.
  5. (en)Lifting of a lawful restriction.
  6. (en)Release.

çene

  1. Omurgalılarda kemik veya kıkırdak ile desteklenen, altlı üstlü dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan parça
  2. Mengene, kerpeten vb. araçların eşyayı sıkıştıran karşılıklı iki parçasından her biri.
  3. Çok konuşma huyu, gevezelik.
  4. Köşe.
  5. Omurgasız hayvanlarda buna benzeyen yapı.
  6. Omurgalılarda kemik ya da kıkırdak ile desteklenen, dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan yapı.
  7. Omurgasızlarda bu görevi taşıyan benzer yapı.
  8. Omurgalılarda kemik veya kıkırdakla desteklenen, dişleri taşıyan ve ağzın açılıp kapanmasını sağlayan yapı.
  9. (en)Chitchat.
  10. (en)Chin.

fekahe

  1. Latife etmek, şaka yapmak.

fekahet

  1. Şakacılık, hoş mizaçlılık.
  2. (Bak: Fakahet, Fakih)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

fekahefekahetfekalfekal inkontinansfekalitfekaloidfekalomfekalürifekete teoremifekeyfefefealtyfeamefearfear death
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın