fastening ne demek?
- Bağ, bağlama, tutturma, bağlanma, tutulma
fasten
- Sürmelemek, tutturmak
- Tutturmak, iliştirmek
- Kilitlemek, gözünü dikmek
- İliklemek, sabitlemek
- Gözünü ayırmamak
- Yüklemek, birleşmek
- Bağlanmak
- Açılmayacak surette kapamak
- Dikmek, ayırmamak (gözünü)
- Üzerine atmak
fasten down
- Sağlamlaştırmak, tespit etmek, karar verdirmek