farsak ne demek?

  1. Dağ köylüsü.
  2. Delişmen.

dağ

  1. Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümleri.
  2. Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan.
  3. İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık.
  4. Büyük üzüntü, acı
  5. Yerkabuğunun çıkıntılı, yüksek; eğimli yamaçlarıyla çevresine egemen ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümlerine verilen ad.
  6. Çevresindeki araziye göre çok yüksek olan toprak, kaya veya kumdan tepe.
  7. Orman.
  8. (en)Mountain.
  9. (en)Montane.
  10. (en)Mount.

fars

  1. Güldürü.
  2. Cıyaklamak.
  3. İran'ın güneybatısında yaşayan halk veya bu halkın soyundan olan kimse.
  4. Güldürü öğesi hareketlerden ve nüktelerden çıkan oyun; düşünceden çok göze ve duyulara yönelir. Vurgu, kişiyi karikatürleştirerek ve olayları abartarak elde edilir.
  5. (Fers) İran'lı.
  6. (en)Clownery.
  7. (en)Federal Aviation Regulations, the laws governing aviation.
  8. (en)Federal Aviation Regulations, frequently cited by FAs.
  9. (en)Fatality Analysis Reporting System A NHTSA system which has collected information on fatal crashes since 1975 in all states, including data on alcohol involvement.
  10. (en)Rules and regulations designed by the Federal Aviation Administration to control airspace operations in the United States.

fars i asgar

  1. Bk. tay

Türetilmiş Kelimeler (bis)

farsfars i asgarfars şeklinde operafarsçafarseeingfarfar afieldfar and awayfar and nearfar and wide
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın