factitiously ne demek?
- Uydurma bir şekilde
- Sahte olarak
- Yapay bir şekilde
- Suni olarak, doğal yollardan olmadan
uydurma
- Uydurmak işi.
- Gerçek dışı, uydurulmuş olan, yalan, sahte, asılsız, düzme, palavra, mürettep
Coinage.
Made-up.
False.
Fake.
Fictive.
Fictitious.
Fabled.
Untrue.
factitious
- Gösterişten ibaret
- Bkz. faktisyus
- Yapma, suni, düzme, uydurma
- Yapay, sahte, yapmacık, düzmeceli
factitious diyare
- Yapay diyare, hastanın kendi isteğiyle ishal olmasıdır