fabricated evidence ne demek?
- Uydurma delil, sahte delil, uydurma kanıt, onları yanlış yönlendirmek için bir mahkeme veya jüriye sunulan uydurma şahitlik veya uydurma belgeler
fabricated
- Uydurulmuş, yapılmış, uydurulan; sahte
fabricate
- Uydurmak
- İmal etmek, parçalarını bir araya getirerek yapmak
- Yalan söylemek, slang atmak
- Üretmek, sahtesini yapmak
evidence
- Kanıt
- Kanıtlamak, ispatlamak
- Delil, şehadet, ispat, tanıt
- Vuzuh, açıklık, aydınlık
- Şahit, tanık
- Belirtmek, açıklamak, göstermek
- Tasrih etmek, tavzih etmek
- İspat etmek