eğmek ne demek?

  1. Düz olan bir şeyi eğik duruma getirmek

    Ağır ağır başını eğip yere baktı ve boynunu büktü.

    Y. Z. Ortaç
  2. Sert bir cismi bükmek.
  3. (en)Bend.
  4. (en)Bevel.
  5. (en)Buckle.
  6. (en)Curve.
  7. (en)Incline.
  8. (en)Slant.
  9. (en)Tilt.
  10. (en)To bend.
  11. (en)To bow.
  12. (en)To tip.
  13. (en)To tilt.
  14. (en)To incline.
  15. (en)To curve.
  16. (en)To give a curve.
  17. (en)To deflect.
  18. (en)To recline.
  19. (en)To dip.
  20. (en)To warp.
  21. (en)To sway.
  22. (en)To slant.
  23. (en)To splay.
  24. (en)To wry.
  25. (en)To slope.
  26. (en)To sag.
  27. (en)Contort.
  28. (en)Crook.
  29. (en)Flex.
  30. (en)Inflect.

eğme

  1. Eğmek işi.
  2. Telli çalgılarda, bir telin klavye üzerinde parmakla gerdirilmesi yoluyla bir perdeye ait notanın inceltilerek çalınması.
  3. Metalleri biçimlemede, parçalara eğik bir biçim aldırma işlemi.
  4. (en)Bend.
  5. (en)Bending.
  6. (en)Tilting.
  7. (en)Bowing.
  8. (en)Inflection.
  9. (en)Inclination.
  10. (en)Curving.

eğme demiri

  1. (en)Bending iron.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

eğmeeğme demirieğme deneyieğme makinasıeğmeçeğbeeğdieğdirişeğdirme
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın