durağan aşınma payı ne demek?

  1. Bir değerin, belirli bir süre sonunda öz değerine düşürülünceye dek, o değere belirli bir oranda uygulanan aşınma payı.
  2. (en)Staight line depreciation.
  3. (fr)Amortissement constant

durağan

  1. Sinop iline bağlı ilçelerden biri.
  2. Yerini değiştirmeyen, yerli, hareketsiz, sabit.
  3. Etkin olmayan, gelişmemiş.
  4. Akışmaz.
  5. Özdeş yeri özdeş büyüklüğü, özdeş biçimi ya da özdeş nitelikleri olan ve bunu koruyan niceliklerin özelliği.
  6. (en)Stationary.
  7. (en)Static.
  8. (en)Inert.
  9. (en)Constant.
  10. (en)Stable.

durağan anamal

  1. Tecimsel bir girişimin toprak, yapı, makina, üretim ve yapım yeri gibi kullanılır taşınır ve durağan değerleri.durağan anamala yapılan yatırım.
  2. (en)Fixed copital.
  3. (fr)Capital fixe

aşınma

  1. Aşınmak işi.
  2. Erozyon.
  3. Bkz. aşınım.
  4. Metal veya alaşımların çevreleriyle tepkimeye girerek elektrokimyasal bozunmaları. Bu bozunma asit veya bazların etkisiyle hızlanır. Korozyon sonucunda çok kere metal oksitleri oluşur. Aluminyum ve paslanmaz çelik durumunda oluşan oksit daha ileri bozunmayı önleyici etki gösterir. Nemin katalizlediği demirin paslanması korozyon için iyi bir örnektir.
  5. Belli bir yüzey üzerindeki epitelin kaybı, deri veya mukoza üzerinde sınırlı bir bölgenin epitelden mahrum oluşuyla belirgin durum, erozyon.
  6. Ekolojik faktörler nedeniyle toprağın verimli tabakasının bulunduğu yerden, su, rüzg
  7. (en)Corrosion.
  8. (en)Detrital.
  9. (en)Abrasion.
  10. (en)Erosion.

pay

  1. Birden fazla kişi arasında bölüşülmüş bir bütünden, bu kişilerin her birine düşen bölüm, hisse.
  2. Eşit bölüm.
  3. Bayağı kesirlerden birinin eşit parçalardan kaç tane alındığını gösteren sayı: paydanın üstüne yazılarak yatık bir çizgi ile ondan ayrılır.
  4. Ayak
  5. (en)Apportionment.
  6. (en)Hence, figuratively: To compensate justly; to requite according to merit; to reward; to punish; to retort or retaliate upon.
  7. (en)To discharge, as a debt, demand, or obligation, by giving or doing what is due or required; to deliver the amount or value of to the person to whom it is owing; to discharge a debt by delivering.
  8. (en)To discharge or fulfill, as a duy; to perform or render duty, as that which has been promised.
  9. (en)To give or offer, without an implied obligation; as, to pay attention; to pay a visit.
  10. (en)To give a recompense; to make payment, requital, or satisfaction; to discharge a debt.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

durağandurağan anamaldurağan çizgidurağan dağılımdurağan dalgadurağan dalgalardurağan değerdurağan değer iyesidurağan değerlerdurağan değerlerin hizmetten çıkarılmasıdurağa gelmekduradura materdura mater encephalidura mater ensefalidura mater spinalisaşınmaaşınma dayanımıaşınma direnciaşınma dönemiaşınma morfolojisiaşınma payıaşınma payı ayırcasıaşınma payı değeriaşınma payı karşılığıaşınma payı oranıaşın yüksek sıklıkaşınaaşındıranaşındırganaşındırıcı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın