determinant ne demek?

  1. Birkaç bilinmeyenli birinci dereceden eşitlik sistemlerini çözmede kullanılan yardımcı cebirsel anlatım.
  2. Bk. belirteç
  3. Fr. Denklemlerin çözümlerini rahatlıkla bulmaya yarayan matematiksel tablo.
  4. (en)Serving to determine or limit; determinative.
  5. (en)That which serves to determine; that which causes determination.
  6. (en)Any factor, whether event, characteristic, or other definable entity, that brings about change in a health condition, or in other defined characteristics.
  7. (en)Any factor, event, characteristic, or other definable entity that brings about change in a health condition or other defined characteristic.
  8. (en)Any definable factor that effects a change in a health condition or other characteristic.
  9. (en)The attribute on the left-hand side of the arrow in a functional dependency.
  10. (en)The sum of a series of products of several numbers, these products being formed according to certain specified laws A mark or attribute, attached to the subject or predicate, narrowing the extent of both, but rendering them more definite and precise.
  11. (en)Determining or causal element or factor; 'education is an important determinant of one's outlook on life' a square matrix used to solve simultaneous equations.
  12. (en)Risk factors that include exposure level and influences probability of cumulative exposures, peak or remote exposures, recent or lagged exposures according to duration, place, environment, etc.
  13. (en)Determining or causal element or factor; 'education is an important determinant of one's outlook on life'.
  14. (en)Square matrix used to solve simultaneous equations.
  15. (en)Having the power or quality of deciding; 'the crucial experiment'; 'cast the deciding vote'; 'the determinative battle'.
  16. Tayin eden, tarif eden
  17. Hükmeden, galebe çalan
  18. Etkileyen veya tayin eden şey
  19. Determinant.
  20. Etken, belirleyici faktör, determinant; sıfat

belirteç

  1. Ayıraç (kimya)
  2. Zarf (dil bilgisi)
  3. (Derleme.. katmaç) Bir eylemin, bir sıfatın ya da bir başka belirtecin anlamını zaman, yer, ölçü, nitelik, soru kavramları bakımından etkileyen sözcük: Çok konuşuyor; Erken gelince şaşırdık; En iyi arkadaş kitaptır; En fazla kazanan en çok çalışandır vb.
  4. Çizgisel denklem takımlarının çözümü için konulmuş işlemsel bir kural; n'inci dereceden birbelirteç, n dikeç ve n dizeç olarak öbeklenmiş n2 sayılı bir çizelge oluşturur.
  5. Ortamın hidrojen iyon konsantrasyonuna göre renk değiştiren zayıf organik asit veya bazlar, indikatör.
  6. Yemlerde doğal olarak bulunan, sindirim kanalından çok az emilen, gerçekte gübrede değişmemiş olarak tamamen bulunabilen, lignin, kromojen, silisyumdioksit, slika gibi dış indikatörler veya krom oksit, demir oksit ve baryum sülfat gibi iç indikatörlerle teorik sindirilebilirlik ve kuru madde tüketimini hesaplamada kullanılan maddeler.
  7. Bulunduğu yerin niteliği hakkında bilgi veren işaretleyici, markır. Üç şekilde kullanılabilir.
  8. Kromozomda yeri ve işlevi bilinen bir genin, başka bir genin haritalanmasında.
  9. Antijenik belirteç olarak hücre tiplendirmesinde.
  10. DNA, RNA veya protein belirteçler, bilinen uzunlukta veya nitelikte parçacıklar olup çözümlemelerde kullanılabilir.

determinant area

  1. Determinant bölge

determinant bölge

  1. Antijenik determinant.
  2. (en)Determinant area.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

determinant areadeterminant bölgedeterminant of a graphdeterminantal rankdeterminantın açılımıdeterminantın laplace açılımıdeterminandeterminabilitydeterminabledeterminablenessdeterminably
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın