dağ yürümezse abdal yürür ne demek?
- "büyüklük taslayan birinde bitecek bir işimiz varsa biz onun ayağına gidip işimizi görmeliyiz" anlamında kullanılan bir söz.
dağ
- Yer kabuğunun çıkıntılı, yüksek, eğimli yamaçlarıyla çevresine hâkim ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümleri.
- Kızgın bir demirle vurulan damga, nişan.
- İyileştirmek için vücudun hastalıklı bölümünde kızgın bir araçla yapılan yanık.
- Büyük üzüntü, acı
- Yerkabuğunun çıkıntılı, yüksek; eğimli yamaçlarıyla çevresine egemen ve oldukça geniş bir alana yayılan bölümlerine verilen ad.
- Çevresindeki araziye göre çok yüksek olan toprak, kaya veya kumdan tepe.
- Orman.
Mountain.
Montane.
Mount.
dağ adamı
- Kaba saba, görgüsüz kimse, dağdan inme.
Mountain man.
abdal
- Safeviler devrinde İran'da yaşayan Türk oymaklarından biri.
- Anadolu'da yaşayan oymaklardan bazısı.
- Dilenci kılıklı, üstü başı perişan kimse.
- Gezgin derviş.
- Genel olarak gezginci dervişlere verilen ad.
- Anadolu'da göçebe bir halkın adı.
- Afganistan'da bir Türk boyunun adı.
- Yetmiş ermişe verilen ad.
- Br şeye akıl yormak istemeyen, tevekkülcü, kalendermeşrep.
- Tarikat mensubu, dünya nimetlerinden elini eteğini çekmiş kimse.