düğümlemek ne demek?

  1. Düğüm yapmak.
  2. Düğüm yaparak bağlamak

    Sandalın koltuğunu demir halkaya düğümledi.

    S. F. Abasıyanık
  3. (en)Knot.
  4. (en)Loop.
  5. (en)To knot.
  6. (en)To tie a knot.
  7. (en)To fasten with a knot.

düğüm

  1. Kendine özgü bir işlevi olan, hücreler kümesinden oluşan anatomik yapı
  2. İplik, ip, halat vb. bükülebilir şeyleri kıvırıp kendi üzerine veya birbirine dolayarak yapılan boğum.
  3. Anlaşılamayan, çözülemeyen karışık durum
  4. Edebî eserlerde çapraşık olguların çözümlenmeden önce toplandığı en büyük merak unsuru.
  5. Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan kararlı dalgalarda titreşim genliğinin sıfır olduğu noktalardan her biri.
  6. Bir dramatik yapıtta, serimden sonra, olguların birbiriyle çatıştığı, çatallaştığı, içinden çıkılmaz gibi görünen tıkanıklıklar yarattığı, gerilimli noktalar.
  7. Orbital içinde bulunan elektronun ulaşamayacağı, içinde bulunamayacağı nokta veya düzlem.
  8. (en)Nodal.
  9. (en)Knot.
  10. (en)Tangle.

düğümleme

  1. Düğümlemek işi.

düğümlememek

  1. (en)(neg. form of düğümlemek) knot, tie, loop.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

düğümlemedüğümlememekdüğümlenmedüğümlenmekdüğümler çizgisi
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın