coiling ne demek?
- Kıvrılma
kıvrılma
- Kıvrılmak işi, bükülme
- Yer kabuğunun içten gelen etkenlerle dalgalı bir biçim alması.
- Yerkabuğunun oluşum evreleri boyunca, yer teknelerinde birikerek kalın katmanlar oluşturan tortuların, içgüçlerin yarattığı yan basınçlarla sıkışıp sertleşerek, dalgalı bir yüzey durumunda yükselmeleri olayı. bkz. kıvrımlı dağlar.
Being curled or twisted.
Folded.
Contortion.
Crook.
Swirl.
Folding.
Plissement
coiling up
- Sarma
coil
- Bir mıknatıs ve bu mıknatısın çevresine sarılmış, oluşturduğu manyetik alan yoluyla çalgıdaki tel titreşiminin ses sinyaline dönüşümüne olanak sağlayan ve dışına yapıştırılan bir bez ile yalıtılan iletken tel yumağından oluşan alet.
- Sarmak, dolamak, kangal yapmak, bukle yapmak, sarılmak, dolanmak
- Kangal
- Sarmak veya sarılmak
- Halka, kangal şeklinde boru
- Halka şeklinde kıvrılmış saç
- Elek bobin
- Kangal etmek veya olmak
- Roda etmek primary coil birinci devre bobini