celbi suret ne demek?

  1. Uzakta olan bir şeyin suretini resmini yanına getirmek.(... Hz. Süleyman (A.S.) taht-ı Belkıs'ı yanına celbetmek için vezirlerinden bir alim-i ilm-i celb dedi: "Gözünü açıp kapayıncaya kadar sizin yanınızda o tahtı hazır ederim." olan hadise-i harikaya delalet eden şu ayet: $İlaahir işaret ediyor ki: Uzak mesafelerden eşyayı aynen veya sureten ihzar etmek mümkündür. Hem vakidir ki: Risaletiyle beraber saltanatla müşerref olan Hz. Süleyman (A.S.) hem masumiyetine, hem de adaletine medar olmak için pek geniş olan aktar-ı memleketine bizzat zahmetsiz muttali olmak için ve raiyyetinin ahvalini görmek ve dertlerini işitmek, bir mu'cize suretinde Cenab-ı Hak ihsan etmiştir. Demek, Cenab-ı Hakk'a itimad edip, Süleyman'ın (A.S.) lisan-ı ismetiyle istediği gibi o da lisan-ı istidadıyla Cenab-ı Hak'dan istese ve kavanin-i adetine ve inayetine tevfik-i hareket etse, ona dünya bir şehir hükmüne geçebilir. Demek, taht-ı Belkıs Yemende iken, Şamda aynıyla veyahut suretiyle hazır olmuştur, görülmüştür. Elbette taht etrafındaki adamların suretleriyle beraber sesleri de işitilmiştir. İşte, uzak mesafede celb-i surete ve savta haşmetli bir surette işaret ediyor ve manen diyor: Ey ehl-i Saltanat! Adalet-i tamme yapmak isterseniz Süleymanvari, ruy-i zemini etrafıyla görmeye ve anlamaya çalışınız. Çünki; Bir hakim-i adalet-pişe, bir padişah-ı raiyetperver, aktar-ı memleketine her istediği vakit muttali olmak derecesine çıkmakla mes'uliyet-i maneviyeden kurtulur veya tam adalet yapabilir. Cenab-ı Hak, şu ayetin lisan-ı remziyle manen diyor ki: Ey beni-adem! Bir abdime geniş bir mülk ve o geniş mülkünde adalet-i tamme yapmak için, ahval ve vukuat-ı zemine bizzat ıttıla veriyorum. Ve madem herbir insana, fıtraten zemine bir halife olmak kabiliyetini vermişim. Elbette o kabiliyete göre ruy-i zemini görecek ve bakacak, anlayacak istidadını dahi vermesini, hikmetim iktiza ettiğinden vermişim. Şahsen o noktaya yetişmezse de, nev'en yetişebilir. Maddeten erişemezse de, ehl-i velayet misillu manen erişebilir. Öyle ise, şu azim nimetten istifade edebilirsiniz. Haydi göreyim sizi, vazife-i ubudiyetinizi unutmamak şartıyla öyle çalışınız ki: Ruy-i zemini, her tarafı, herbirinize görülen ve her köşesindeki sesleri size işittiren bir bahçeye çeviriniz. S.) (Osmanlıca'da yazılışı: celb-i suret)

celbi kulub

  1. Kalbleri çekme, kalbleri kazanma. (Osmanlıca'da yazılışı: celb-i kulûb)

celbiz

  1. Kement, ilmik.

suret

  1. Görünüş, biçim.
  2. Yazı veya resim kopyası, nüsha.
  3. Biçim, yol, tarz
  4. İslam felsefesinde, varlığın görünen yanı, beş duyu ile algılanan yönü.
  5. Resim, fotoğraf.
  6. Yüz, çehre.
  7. (C.: Sur - Suver) Biçim, görünüş.
  8. (en)Circs.
  9. (en)Copy.
  10. (en)Duplicate.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

celbi kulubcelbizcelbcelbecelbetmecelbetmekcelbetmemekcelcel animationcelacelabcelabesuretsuret i temsilsuret zarfısuretasuretbazsuretbendsuretensuretgersureti haktan görünmeksureti mahsusasuresure as deathsure enoughsure firesure footed
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın