call set up time ne demek?
- Çağrı kurulma süresi
çağrı
- Çağrı cihazı.
- Birinin bir yere gelmesini isteme, davet
- Cihazı.
- Anonim şirket gibi sermaye şirketlerinde ortakların, ödenmemiş sermayeyi tamamlamaya davet edilmeleri.
- Yargılama, duruşma, soruşturma ile ilgili bir işlem dolayısıyle, bir kişi ya da kişilerin yargıç ve savcı önüne gelmelerini isteme.
- 1. çakır gözlü. 2. mavi hareli göz. çağrı bey (990-1060). büyük selçuklu devleti hükümdarı tuğrul beyin kardeşi. çağrı bey müslüman olduğunda davud ismini aldı. kardeşi tuğrul ise muhammed ismini almıştır.
- Ünvan.
Calls.
Invitation.
Citation.
call
- Aramak
- Telefon etmek, telefonda konuşmak
- Bağırmak, seslenmek, çağırmak
- Isimlendirmek, hitap etmek
- Söylemek, farzetmek
- Ziyaret etmek, uyandırmak
- Çağrıda bulunmak, haber vermek (kongre, toplantı)
- Bağırma, çağırma, bağırış, haykırma
- Ötüş ötme (kuş)
- Boru (avcılıkta)
call a cab
- Taksi çağırmak
set
- (Mimarlık) Çevresi duvarlı, üstü düz, yerden yüksek yer. a. bk. balkon.
- Toprağın kaymasını veya suyun akmasını önlemek için yapılan kalın duvar.
- Bulunulan yerden daha yüksekte kalan düzlük.
- Kurmak
- Takım
- Belirlenmiş.
- Koymak; yerleştirmek, takmak, hazırlamak; düzenlemek; ayarlamak, belirlemek; batmak (güneş), batmak; yapmak; kararlaştırmak; dizmek; dikmek, ekmek; şekil vermek; kuluçkaya yatırmak; kakma işi yapmak (taş); süslemek; yazmak, çizmek
- Oturtmak.
- Tiyatro dekor, stüdyo düzlüğü
- Ateşli silahlarda namlunun içindeki helisin çıkıntı bölümü.
up
- Yukarıya, yukarıda
- Yukarısına, yukarısında
- Yükseğe
- To -e kadar (Azami bir miktarı belirtir.)
- (-upped, -upping) yükseltmek
- Yukarıya
- Ayağa
- Tamamen.
- Yukarı, yukarıya, tepesinde, içeride (ülke)
Türetilmiş Kelimeler (bis)
callcall a cabcall a doctorcall a haltcall a halt tocall a meetingcall a spade a spadecall abandonment probabilitycall abortcall aboutcalcala coastcalabarcalabar ödemicalabar swellingsetset a broken boneset a clockset a good exampleset a high standardset a high value onset a legal precedentset a limitset a match toset a person on his feetsese constituer prisonnierse defendendose desimalse perdre