bulanık ne demek?

  1. Bulanmış olan, duru olmayan

    Koltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı.

    F. R. Atay
  2. Bulutlu, kapalı (hava).
  3. Açık seçik görünmeyen, net olmayan.

    Kamera kayıtlarındaki görüntü bulanık, şahıs tam ayırt edilemiyor.

  4. Donuk, anlamsız, fersiz (bakış)

    Dimdik oturuyor, bulanık ve ıslak gözlerle ona bakıyordu.

    P. Safa
  5. Niteliği tam anlaşılmayan

    İzmir-Bursa yolculuğundan dönüşümde ben böyle bulanık bir politika havası içinde bulmuştum.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  6. Bulanmış, duru olmayan bir biçimde

    Bir musluğu açtığınız zaman bile su, evvela bulanık gelir.

    N. F. Kısakürek
  7. Görüntünün odak noktasına düşmemesinden doğan durum.
  8. (en)Out of focus, blurred, unsharp, hazy.
  9. (en)Muddy.
  10. (en)Blurry.
  11. (en)Blurred.
  12. (en)Cloudy.
  13. (en)Clouded.
  14. (en)Foggy.
  15. (en)Out-of-focus.
  16. (en)Dark.
  17. (en)Filmy.
  18. (en)Hazy.
  19. (en)Indistinct.
  20. (en)Mackled.
  21. (en)Misty.
  22. (en)Murky.
  23. (en)Troubled.
  24. (en)Turbid.
  25. (en)Cloudyly.
  26. (en)Fuzzy.
  27. (en)Milky.
  28. (en)Overcast.
  29. (en)Out of focus.
  30. (en)Not clear.
  31. (en)Thick.
  32. (en)Nebulous.
  33. (en)Opaque.
  34. (en)Obscure.
  35. (en)Impure.
  36. (en)Clear as mud.
  37. (en)Blur.
  38. (en)Dirty.
  39. (en)As clear as ditch water.
  40. (en)Dreamy.
  41. (en)Muzzy.
  42. (en)Unclear.
  43. (en)Vague.
  44. (en)Woolly.
  45. (al)Unscharf, flau, weich, "flou"

bulanık basmak

  1. (en)Mackle.

bulanık çevrinme

  1. Bk. yıldırım geçişi

Türetilmiş Kelimeler (bis)

bulanık basmakbulanık çevrinmebulanık filmbulanık görüntübulanık hale getirbulanık mantıkbulanık sahnebulanık suda balık avlamakbulanık sularbulanık şişkinlikbulanbulan kimsebulan şey veya kimsebulancakbulandır
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın