boundcolumn ne demek?
- Ilişkilisütun
ılişkilisütun
- Boundcolumn
bound
- Zıplamak, sıçramak
- Sekmek, sıçrayarak gitmek
- Sektirmek, sıçratmak, zıplatmak.
- Bağlı, kayıtlı
- Ciltli, ciltlenmiş
- Mecbur
- Hudutlamak, sınırlamak
- Kuşatmak
- Hudutlannı çizmek
- Sıçrayış, fırlayış zıplama, geri tepme
bound bailiff
- Icra memuru