boşaltmak ne demek?

1. Boş duruma getirmek.
2. Dökmek, boca etmek

   Tavşan kanı çayı ince belli çay bardağına boşalttı.

   H. Taner

3. Bir silahta ne kadar mermi varsa hepsini arka arkaya patlatmak

   Yayla devriyesi bizden yardım istemek için havaya silah boşaltmış.

   H. R. Gürpınar

4. Kusmak.
5. Gevşetmek, açmak

   İbrahim Ağa atın kolanlarını boşaltırken, kendini bir iş yapmış sayar.

   M. Ş. Esendal

6. Empty.
7. Pour from.
8. Evacuate.
9. Pour out of.
10. Discharge.
11. Pour.
12. Clean out.
13. Unload.
14. Ejaculate.
15. Clean.
16. Clear.
17. Clear out.
18. Close out.
19. Debus.
20. Deplenish.
21. Deplete.
22. Disgorge.
23. Dismantle.
24. Drain.
25. Drain away.
26. Drain off.
27. Draw off.
28. Drop off.
29. Dump.
30. Excrete.
31. Exhaust.
32. Decant.
33. Unpack.
34. Vacate.
35. To empty.
36. To tip.
37. To turn sth out.
38. To discharge.
39. To evacuate.
40. To vacate.
41. To unload.
42. To blow-off.
43. To release.
44. To pour.
45. To purge.
46. To desert.
47. To relax.
48. To clear.
49. To exhaust.
50. To uncoil.
51. To drain.
52. To dump.
53. To unlade.
54. To disembark.
55. Disburden.
56. Fall vacant.
57. Land.
58. Load.

boş

1. İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı
2. Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal.
3. Yapılacak işi olmayan, işsiz.
4. Yararsız, nafile
5. İşsiz bir biçimde
6. Verimsiz.
7. Anlamsız
8. Habersiz, hazırlıksız
9. El kaldırma aletlerinden olup bir ağ torba ve iki sopadan oluşan av aracı.
10. Empty net.

boşaltma

1. Bkz. atılma
2. Boşaltmak işi
3. Emptying.
4. Discharge.
5. Unloading.
6. Depletion.
7. Dismantlement.
8. Exhaustion.
9. Pouring.
10. Tipping.

boşaltma barınağı

1. Gemilere, yükleri boşaltılmak amacıyla ayrılan barınak.
2. Port of unloading.
3. Port de débarquement

Türetilmiş Kelimeler (bis)