bakış atmak ne demek?
- Kısa bir süre bakıp geçmek: İki yanından bağrışanlara anlamadığı bir dilden konuşuyorlarmış gibi birer bakış attı. -N. Cumalı.
 Flash a glance. Flash a glance.
bakış açısı
- Bir olayda, konuyu, düşünceyi belirli bir yönden inceleme, görüş açısı
 Aspect. Aspect.
 Angle. Angle.
 Contention. Contention.
 Light. Light.
 Outlook. Outlook.
 Perspective. Perspective.
 Viewpoint. Viewpoint.
 View point. View point.
 Point of view. Point of view.
bakış açısı yakala
 Capture pov Capture pov
atmak
- Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak.
- Bir şeyi yere doğru bırakmak.
- Bir kimsenin ilişiğini kesmek.
- Koymak
- Rastgele bir kenara koymak.
- Uzatmak.
- Bir yerden başka bir yere taşımak.
- Sille, tokat vurmak.
 Discard. Discard.
 Scut ch. Scut ch.
