azize ne demek?
Kökeni: Arapça
- Manevi kudret ve kuvvet sahibi.
- Dini dünyaya alet etmeyen.
- Manevi güç kazanmış.
- Saygıdeğer, saygın.
- (Müe.) Aziz olan.
- Sireti temiz.
- Ermiş kadın.
- Sevgi hitabı.
- Çok nurlu.
- İzzetli.
- Sevgili.
- (bkz. aziz)
Saint; ducky.
aziz
- Veli, evliya, ermiş.
- Allah’ın izzetli kıldığı, mümin.
- Ermiş, eren.
- Sevgide üstün tutulan, muazzez.
- Candan aziz tutulan, çok sevilen.
- Kutsal ve değerli olan.
- Manevi kudret ve kuvvet sahibi.
- Mağlup edilmesi mümkün olmayan.
- Sayın, saygıdeğer.
- Muhterem, sayın.
azizeddin
- Dinin aziz ve muhterem kişisi.
aziz
- Veli, evliya, ermiş.
- Allah’ın izzetli kıldığı, mümin.
- Ermiş, eren.
- Sevgide üstün tutulan, muazzez.
- Candan aziz tutulan, çok sevilen.
- Kutsal ve değerli olan.
- Manevi kudret ve kuvvet sahibi.
- Mağlup edilmesi mümkün olmayan.
- Sayın, saygıdeğer.
- Muhterem, sayın.