ayrılma ne demek?
- Ayrılmak işi.
- Bir biçmeden geçen beyaz ışığın türlü renklerde görünmesi.
- Çeşitli dalga uzunluklarından oluşan ışığın, saydam bir yüzeyden geçerek izgeye dönüşmesi.
- Mayozda homolog kromozomlarınayrılması ve bunun sonucu olarak alellerin ayrılarak farklı gametlere gitmesi. Segregasyon.
- Bir oluşumun oturduğu, bulunduğu veya yapıştığı yüzeyden ayrılması, dekolman.
 Detachment. Detachment.
 Segregation. Segregation.
 Secessional. Secessional.
 Disconnection. Disconnection.
 Separation. Separation.
 Parting. Parting.
 Split. Split.
 Leaving. Leaving.
 Breakup. Breakup.
 Divorce. Divorce.
 Departure. Departure.
 Breakaway. Breakaway.
 Check-out. Check-out.
 Cleavage. Cleavage.
 Decampment. Decampment.
 Defection. Defection.
 Deviation. Deviation.
 Disconnexion. Disconnexion.
 Disjunction. Disjunction.
 Dissociation. Dissociation.
 Disunion. Disunion.
 Divergence. Divergence.
 Divergency. Divergency.
 Excursion. Excursion.
 Dichotomy. Dichotomy.
 Partition. Partition.
 Secession. Secession.
 Separating. Separating.
 Dispersion. Dispersion.
 Fission. Fission.
 Solution. Solution.
 Rupture. Rupture.
 Disassociation. Disassociation.
 Branching. Branching.
 Farewell. Farewell.
 Leave. Leave.
 Schism. Schism.
 Selection. Selection.
 Split up. Split up.
 Starting. Starting.
 Dispersion, Zerstreuung, Farbenzerstreuung, Streuung Dispersion, Zerstreuung, Farbenzerstreuung, Streuung
 Dispersion Dispersion
 Ségrégation Ségrégation
 Segregare: ayırmak Segregare: ayırmak
ayrılmak
- Ayırma işine konu olmak
- Bir yerden, bir kimseden, bir şeyden uzaklaşmak
- Boşanmak
- Terk etmek.
- Işığın prizmadan geçerek basit renklerine ayrılması.
- Bölünmek.
- Azimet etmek.
 Check out. Check out.
 Break up. Break up.
 Divorce. Divorce.
ayrılma açısı
 Angle of departure, divergence angle. Angle of departure, divergence angle.
ayrılma anında biniciye verilen içki
 Stirrup cup. Stirrup cup.
