ahenk ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Uyum

    Sesi alaylı bir ahenkle kadının kulaklarına çarptı.

    M. C. Kuntay
  2. Temel ses ile bir arada tınladığında uyum sağlayabilen, armonik ya da inarmonik olabilen ses ve bu sesin temel ses ile beraber tınlaması.
  3. Uyuşma, anlaşma, uzlaşma

    Biz bu işin içine girmeyelim. Ahengi bozarız.

    H. Taner
  4. Çalgılı eğlence, saz takımınca icra edilen beste.
  5. Çalgılı eğlence

    Bütün komşular o gece gürültüden, ahenkten uyuyamamışlar.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  6. Sesler arasında uygunluk, düzen, makam.
  7. Renkler arasında uygunluk.
  8. Kasıt, niyet.
  9. Bk. ezgi

    Tamtamların yeni ahengiyle raks başladı.

    N. Hikmet
  10. Uygun, uyum düzen, armoni.
  11. Düzgün tarz ve gidiş.
  12. Seslerin arasındaki uygunluk.
  13. Bk. Uyum.
  14. (en)Harmony.
  15. (en)Unison.
  16. (en)Harmony uyum.
  17. (en)Accord.
  18. (en)Agreement.
  19. (en)Concord.
  20. (en)Drinking bout.
  21. (en)Rhythm.
  22. (en)Concinnity.
  23. (en)Accordance.
  24. (en)Chime.
  25. (en)Concordance.
  26. (en)Congruence.
  27. (en)Consistency.
  28. (en)Consonance.
  29. (en)Music.
  30. (en)Rapport.
  31. (en)Tune.
  32. (en)Low pitch.
  33. (en)Overtone.

uyum

  1. Bir bütünün parçaları arasında bulunan uygunluk, ahenk
  2. Bir cismin görüntüsünü tam ağ tabaka üzerine düşürebilmek için göz merceğinin dışbükeylik derecesini çoğaltıp azaltması olayı, mutabakat.
  3. Bir kelimede ünlülerin veya ünsüzlerin birbirlerini ünlü ve ünsüz uyumlarına bağlı olarak etkilemeleri, benzeşmeleri: ev-lilik, ara-larında; okul-umuz, okul-ları; sınıf-tan; açık-ça vb.
  4. Belirli bir uzaklıktaki bir nesneye bakmak için gözde (genellikle) kendiliğinden olan değişme.
  5. Herhangi bir canlının değişen çevre koşullarına kendini uyarlaması, adaptasyon, alışma, uyma.
  6. (en)Adaptation.
  7. (en)Congruity.
  8. (en)Unison.
  9. (en)Harmony.
  10. (en)Concordance.

ezgi

  1. Belli bir kurallara göre düzenlenmiş, kulağa hoş gelen ses dizisi, haz, nağme, melodi.
  2. Bir müzik parçasında baştan sona kadar belirli yerlerde tekrarlanan ses dizisi.
  3. Kulağa hoş gelen ses veya söz dizisi.
  4. Gidiş, yol, tarz, tempo.
  5. Üzüntü, sıkıntı.
  6. Beste.
  7. Söylemede sese verilen özel titrem.
  8. Belli bir kurala göre oluşturulan ve kulakta haz uyandıran ses dizisi, nağme.
  9. Makamla söylenen manzum söz.
  10. (en)Tune.

ahenk almak

  1. Uyumlu duruma gelmek.

ahenk durağı

  1. Anlatımı etkili kılmak için, söz arasında, anlamın gerektirdiği durak: Ey / Türk gençliği! / Birinci vazifen / Türk istiklâlini / Türk cumhuriyetini / ilelebet / muhafaza / ve müdafaa etmektir; “Düşman geldi / bölük bölük / dizildi / Alnımıza / kara yazı / yazıldı / Tüfek icat oldu / mertlik bozuldu / Eğri kılıç kında / paslanmalıdır” örneklerinde olduğu gibi.
  2. (en)Rhytmic pause.
  3. (fr)Pause rythmique

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ahenk almakahenk durağıahenk ilmiahenk kaidesiahenk kurmakahenk öbeğiahenk saglaahenk sağlaahenk sağlamakahenk tahtasıahenahenaşiyanahenbeahencanahendest
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın