aguş ne demek?
Kökeni: Farsça
- Kucak
Seniha'ya sarıldı, aguşuna alıp onu tekrar şımarttı
E. E. Talu - Sine.
- Yatak.
- Himaye, koruma
Embrace, act of wrapping one's arms around another person or thing.
kucak
- Açık kollarla göğüs arasındaki bölüm, aguş
- Açık kollarla göğüs arasına sığabilen miktarda olan.
- Herhangi bir durumun veya şeyin sınırlarının arası, iç
- Ortam, ocak
Bosom.
Arms.
Embrace.
Armful.
agu
- Süt çocuklarının neşelendikleri zaman çıkardıkları ses.
- Zehir, sem.
Hemlock.
agu bebek
- Büyüdüğü halde bebekliğe özenen çocuklara alay yollu söylenir.