şakımak ne demek?

  1. Ötücü kuşlar ezgili ses çıkarmak, ötmek, şakramak, terennüm etmek

    Kalk dilber, gidelim bağ arasına / Şakısın bülbüller, gül incinmesin.

    Karacaoğlan
  2. Güzel şarkı söylemek veya şiir okumak

    Hep aşkı, hep inançları, hep yurt sevgisini şakıyan şairler vardır; ben şair olsaydım ışığın verdiği hazları söyler, hep güneşe övgüler yazardım.

    N. Ataç
  3. Çok konuşmak, çenesi düşmek

    Eskiden hiç lakırtı söylemeyen bu ihtiyar, şimdi şakıyordu.

    Ö. Seyfettin
  4. (en)Warble.

şakıma

  1. Şakımak işi.
  2. (en)Singing, warble, song, jug.

şakımamak

  1. (en)(neg. form of şakımak) sing, sing out, warble, jug, roll, trill.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

şakımaşakımamakşakıbetayakşakıldakşakır şakır
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın