ödün vermek ne demek?

  1. Taviz vermek, ödünle uzlaşma sağlamak.

    Karşılıklı ödünler vererek hoşgörü havası içinde dostluklarını sürdürüyorlardı.

    Hıfzı Topuz
  2. (en)Concede, swerve, budge from.

ödün vermeyen kimse

  1. (en)Hard-liner.

ödün vererek anlaşmaya varma

  1. (en)Compromise.

vermek

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
  2. Bırakmak veya bağışlamak
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
  10. (en)Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

ödün vermeyen kimseödün vererek anlaşmaya varmaödün çizelgesiödünödüncüödünçödünç alanödünç almaködünç ayırcasıödünç kelimeödü bokuna karışmaködü kopmaködü kopmuşödü patlamaödü patlamakvermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın