çavlan ne demek?
- Büyük çağlayan.
- Şelale.
Çavlan sesinden öte bir şey duyulmuyordu şimdi.
C. Uçuk
Waterfall.
Cataract.
büyük
- Bkz. makro, hipertrofik
- Boyutları, benzerlerinden daha fazla olan (somut nesne), küçük karşıtı
- Çok, ortalamayı aşan (soyut kavram)
- Niceliği çok olan
- Üstün niteliği olan
- Yetişkin, belli bir yaşa gelmiş
- Önemli
- Alman mastı.
Large.
Wide.
çavlanma
- Çavlanmak işi.
çavlanmak
- Gürültüsü çevreye yayılmak.
- Dillere düşmek, şüyu bulmak.
(nesne almayan fiil).
