çatışmak ne demek?

  1. Birbirine çatmak veya çatılmak

    Ulu denizin üstünü çatışan, şimşeklenen kara bulutlar sardı.

    Y. Kemal
  2. Söz, iddia veya davranış birbirini tutmamak, birbirini çelmek, mütenakız olmak.
  3. Karşılıklı vuruşmak, kavga etmek.
  4. Kavga etmek.

    Fena halde sinirliyim, bugün muavin hanımla behemehal çatışacağım.

    Faruk Nafız Çamlıbel
  5. Deve ve köpek çiftleşmek.
  6. Aynı zamana rastlamak.
  7. (en)Clash.
  8. (en)Coincide.
  9. (en)Collide.
  10. (en)Conflict.
  11. (en)Contravene.
  12. (en)Skirmish.
  13. (en)To clash.
  14. (en)To collide.
  15. (en)To conflict.
  16. (en)To quarrel.
  17. (en)To skirmish.
  18. (en)To coincide.
  19. (en)To have a quarrel.
  20. (en)To be in conflict with.
  21. (en)To fit into one another.
  22. (en)To interconnect.
  23. (en)To jam.
  24. (en)To intersect.
  25. (en)To engage.
  26. (en)Interfere.

çatışma

  1. Çatışmak işi
  2. Silahlı büyük kavga, arbede.
  3. Savaş maksadıyla düşmana karşı ilerleyen bir birliğin karşı tarafın keşif ve güvenlik kollarıyla arasındaki ilk silahlı vuruşma.
  4. Türlü yönlerden uzanan kıvrımlı dağ sıralarının, bir yerde dar bir açı ile birbirine yaklaşıp kaynaşması veya düğümlenmesi.
  5. Kenetlenme.
  6. Aynı anda ortaya çıkan birbirine karşıt ya da eşit derecede çekici dilek ve isteklerin bireyde yarattığı ruhsal durum.
  7. Birbirleriyle uyuşmayan dilek, istek ya da ereklerin yarışmasından ortaya çıkan üzücü ya da kıvanç vermekten uzak bilinç durumu.
  8. (en)Tie tie.
  9. (en)Clash.
  10. (en)Battle.

çatışma bilgisi

  1. (en)Conflict information.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

çatışmaçatışma bilgisiçatışma noktasına gelmekçatışmamakçatışmaya girmekçatışçatışançatışan aygıt listesiçatışan değişikliklerçatışan kimse
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın