çalak ne demek?

Kökeni: Farsça

  1. Eline ayağına çabuk, canlı, atik, çevik

    Norveçli bir seyyah gibi çalak, köprüye indim ve vapura bindim.

    Y. K. Beyatlı
  2. Yerinde durmayan, çabuk, oynak. Daima çalışan. Her bir hareketi çabuk olan.
  3. (en)Shrewd; active; nimble; prompt.

çalak fırçalı

  1. Özgür fırça vuruşlarıyla çalışılmış (resim).

çalakalem

  1. Gelişigüzel, durmadan yazarak
  2. (en)Writing hastily and without deliberation.
  3. (en)Scribbling sth down.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

çalak fırçalıçalakalemçalakalem yazı yazan kimseçalakamçıçalakaşıkçalakıçalakılıççalakürekçalaçala çalaçalabçalacakçaladurmakçalÇAçabaçaba gerektirmeyençaba göstermekçaba harca
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın