çaktırmak ne demek?
- Çakma işini yaptırmak
Burası oda olmak için evvela bir tavan çaktırmalı.
M. Ş. Esendal - Sınavda bırakmak.
- Birinin bir şeyi sezmesini sağlamak.
Fail.
To let be noticed.
To fail.
To pluck.
To pip.
To have hammered down.
To let people take cognizance of sth.
çakma
- Vurulup çakılarak yapılmış kuyumcu işi.
- Bu işte kullanılan kuyumcu kalıbı.
- Deri hastalığı, yara, çıban.
- Çakmak işi.
- Bk. şebek
- Yamyamlık.
Pounding.
Nailing.
Nailed on.
Striking sth.
çaktırma
- Çaktırmak işi veya durumu.
çaktırmadan
- Belli etmeden, gizlice, sezdirmeden
Stealthily.
On the sly.
On the quiet.
Surreptitiously.
Secretly gizlice.