çıtlatmamak ne demek?

1. Form of çıtlatmak) hint, drop a hint, give a hint, give smb.
2. To understand, indicate, insinuate, intimate, spring.

çıtlatma

1. Antep fıstığının kabuğunu aralama.
2. Çıtlatmak işi.
3. Hint, indication, intimation.

çıtlatmak

1. Bir şeyden "çıt" sesi çıkarmak
2. Antep fıstığının kabuğunu aralamak.
3. İş parçalarının bazı yerlerini oyup çıkarmadan makasla kesmek.
4. Bir kimseye, bilmediği bir şeyden ancak sezdirecek kadar söz etmek
5. To crack (one's knuckles.
6. To drop a hint about.
7. Hint.

Türetilmiş Kelimeler (bis)