yavaş yavaş kaynatmak ne demek?
- Keep at a simmer.
yavaş yavaş kaynamak
- Simmer.
yavaş yavaş kaybolan
- Sinking.
yavaş
- Dikkat et, acele etme!
- Hızlı olmayan, çabuk karşıtı.
- Yumuşak huylu, yumuşak başlı.
- Alçak, hafif.
- Alçak, hafif bir biçimde
- Hızlı olmayarak.
- Ağırbaşlı; yumuşak huylu, sakin.
- Şefkatli, sevecen.
- Slow.
- Gingerly.
kaynatmak
- Kaynamasını sağlamak
- Kaynak yaptırmak.
- Unutturmak
- Belli etmeden almak.
- Konuşmak, sohbet etmek.
- Poach.
- Boil.
- To boil.
- To weld.
- To chat.