zılgıt vermek ne demek?

  1. Korkutmak, çıkışmak, azarlamak, gözdağı vermek.

    Şehrin büyükleri otelciye adamakıllı bir zılgıt vermişler.

    Reşat Nuri Güntekin

zılgıt yemek

  1. Azar işitmek.
  2. (en)To be told off, to get a rocket, to get a rap on/over the knuckles, to be hauled over the coals.

zılgıt

  1. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin bazı yerlerinde genellikle düğünlerde eğlenmek amacıyla dili ağız içinde değişik bir biçimde oynatarak ahenkli bir ses çıkarma
  2. Korkutma, çıkışma, gözdağı, azarlama.
  3. (en)Scolding.
  4. (en)Dressing down.
  5. (en)Severe tongue-lashing.
  6. (en)Roasting.
  7. (en)Stick.

vermek

  1. Üzerinde, elinde veya yakınında olan bir şeyi birisine eriştirmek, iletmek
  2. Bırakmak veya bağışlamak
  3. Ondan bilmek, atfetmek
  4. Düşünce veya bilgi anlatan şeyleri başkalarına iletmek, bildirmek
  5. Döndürmek, çevirmek, yöneltmek
  6. Herhangi bir duruma yol açmak
  7. Eğlenceli toplantı düzenlemek, konuk çağırıp ağırlamak.
  8. Topluluk önünde sanatını göstermek, icra etmek.
  9. Verilen karşılıkla bir kimseyi söylediğine veya yaptığına pişman etmek
  10. (en)Bring.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

zılgıt yemekzılgıtzılgıtlanmazılgıtlanmakzılalevermekvermek istememekvermeverme aralığıverme durumuverme hedefiverme kaynağıverver kaçver yiyeyim, ört uyuyayım gözle, canım çıkmasınveraveracious
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın