takatuka ne demek?
- Gürültü patırtı.
- Basımevlerinde dizilmiş harfleri iyice yerleştirmek için üzerlerine vurmaya yarar takoz.
- Odanın ortasına yerleştirilen, uzun tütün çubuklarının külünün döküldüğü çanak.
- Noise.
- Tumult.
- Commotion.
gürültü
- Aralarında uyum bulunmayan düzensiz seslerin bütünü, patırtı, şamata
- Birçok kişinin karıştığı kavga, karışıklık veya tartışma.
- Ses sinyalinin kalitesinde belirleyici olan tıslama, cızırtı ve uğultu gibi istenmeyen seslerin tümü.
- Yükselteç çıktısında gözlenen ve imlem girdisinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan, asalak birleşenlerin yükseltilmesinden ileri gelen uyumsuz sesler.
- Yükselteç çıktısında gözlenen ve imlem girdisinde çeşitli nedenlerden kaynaklanan, asalak birleşenlerin yükseltilmesinden ileri gelen uyumsuz sesler.
- Görüntü veya ses sinyalini etkileyebilen ve sinyal tarafından taşınan bilgiyi bozabilen girişim.
- Bk. ses etkileri
- Analit sinyalinin gözlenmesine bozucu etki yapan herhangi bir sinyal.
- Noise.
- Sound.
takatu
- Kesilmek. Kesişmek.
takat
- Bir şeyi yapabilme, başarabilme gücü, güç, hal, derman.
- Osmanlıca'da yazılışı: tâkat.
- Güç, kuvvet
- İktidar.
- Strength.
- Energy güç.
- Derman.
- Power.
- Capacity.
- Potency.