in full ne demek?
- Tam olarak, eksiksiz
tam
- Eksiksiz, kesintisiz
- Bütün, tüm.
- Zaman ve yer için anlamı kesinleştirir
- Uygun olarak, tıpkı, aynı.
- Sırasında, anında
- Gerçek, ehliyetli, yetkin, kusursuz
- Amerikan doları.
- Bk. belgin
- Yeme. Tad. Lezzet. Zevk. (Osmanlıca'da yazılışı: ta'm)
- Unqualified.
in full agreement
- Tamamen katılarak, sonuna kadar katılarak, tek fikirle
in full career
- Tüm hızıyla, son süratte
full
- Yıkayıp büzmek
- Yıkayıp çektirmek
- Dibek içinde kül ve sabunla dövüp yıkamak
- Bir şeyin dolusu, bir şeyin olgunluk mertebesi
- Dolu
- Meşgul
- Boş olmayan, tutulmuş
- Tok
- Tam, tüm
- Azami derecede
Türetilmiş Kelimeler (bis)
in full agreementin full careerin full cryin full dressin full featherin full forcein full sailin full swingin full viewin factin faithin farkindain fashionin faultin a bad conditionin a bad fixin a bad lightin a bad moodin a bad temperinin a bad wayin a big hurryin a big wayin a bodyii 0i accepti adore youi agreefullfull accessfull access passwordfull access rightsfull actionfull adderfull agefull agonistfull air conditioningfull alignedfulful olmafuladfulaj izifulaj izi incelemesi