freshet ne demek?

  1. Denize dökülen akarsu
  2. Bir akarsuyun birdenbire kabarması veya taşması.

denize

  1. Vatandaşlığa kabul etmek

freshen

  1. Tazeleşmek, ferahlamak
  2. Zindeleşmek
  3. Sertleşmek (rüzgar)
  4. Tazeleştirmek, tazelik vermek
  5. Artmak (rüzgar), sertleşmek
  6. Doğurmak (inek)
  7. Bir halatın yerini değiştirmek veya başka türlü tazelemek
  8. Tuzunu çıkarmak
  9. Tazelenmek
  10. Serinlemek.

freshen up

  1. Tazelemek, kendine çeki düzen vermek, serinletmek, tazeleşmek, serinlemek, ferahlamak, zindeleşmek, sertleşmek (rüzgar), yıkanıp kıyafet değiştirmek, makyajını tazelemek

Türetilmiş Kelimeler (bis)

freshenfreshen upfreshenerfresheningfresherfreshfresh airfresh air friendfresh air make upfresh and cripsfrescofresco paintingfrescoedfrescoerfrescoist
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın