esas vaziyete geçmek ne demek?
- Hazır ol durumunu almak: Kaldırımın önünde esas vaziyete geçip kasketini çıkardı. -O. Kemal.
esas
- Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel.
- Bir iş veya sözde doğru biçim.
- Ana, temel olarak alınan, başlıca, asal, esasi.
- Bk. temel
- Bk. temellendirim
- Temel. Kök. Rükün. şart. Hakikat ve mahiyetler.
- Main.
- Principal.
- Fundamental.
- Basic.
esas alınan nokta
- Datum point.
geçmek
- Bir yerden başka bir yere gitmek
- Bir yandan girip diğer yandan çıkmak.
- Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek.
- Bir duruma uğramak, konu olmak.
- Bırakmak, vazgeçmek.
- Yaşamak.
- Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak
- Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek
- Bk. göstermek
- Pass into.