vazife ne demek?

Kökeni: Arapça

1. Ödev

   Şimdi artık vazife bitmiş, gülüp eğlenmeye sıra gelmiştir.

   R. N. Güntekin

   Sana karşı olan vazifelerimde kusur mu ediyorum?

   A. M. Dranas

2. Görev

   Nedim bugün vazifesine geç geldi.

   A. Gündüz

3. Günlük ücret, yevmiye.
4. Bk. ödev
5. 1) ödev. 2) görev.
6. Commission.
7. Incumbency.
8. Mission.
9. Duty.
10. Service.
11. Task.
12. Charge.
13. Situation.
14. Post.
15. Obligation.
16. Function.
17. Homework.
18. Classwork.
19. Appointment.
20. Responsibility.
21. Employment.
22. Business.
23. Jurisdiction.
24. Office.
25. Position.

ödev

1. Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe
2. Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma.
3. Yapmak zorunda olduğumuz, yapmamız gereken şey; ahlâkça yükümlü olduğumuz şey.ödev duygusu: 1-ödevlere karşı sorumluluk duygusu. 2- İstemelerimizin belirleyicisi olarak ahlâk yasası üzerine bilinç (Kant).
4. Duty.
5. Assignment.
6. Homework.
7. Schoolwork.
8. Incumbency.
9. Task.
10. Theme.

ödev

1. Yapılması, yerine getirilmesi, insanlık duygusu, töre ve yasa bakımından gerekli olan iş veya davranış, vazife, vecibe
2. Öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma.
3. Yapmak zorunda olduğumuz, yapmamız gereken şey; ahlâkça yükümlü olduğumuz şey.ödev duygusu: 1-ödevlere karşı sorumluluk duygusu. 2- İstemelerimizin belirleyicisi olarak ahlâk yasası üzerine bilinç (Kant).
4. Duty.
5. Assignment.
6. Homework.
7. Schoolwork.
8. Incumbency.
9. Task.
10. Theme.

vazife aşkı

1. Mesleğe olan tutkunluk.

vazife etmek

1. Görev bilmek

Türetilmiş Kelimeler (bis)