bıktım artık ne demek?
- That will do.
that
- Bağlaç ki, diye
- Şu, o, ki, diye
bıktım
- Enough!, enough of that!, enough: i have had enough of it!, tired: i'm tired of it!, sick: i am sick of it!, through: i am through with it!, thru: i am thru with it!.
bıktır
- [bıktırmak] disgust, sicken, tire, cloy, crowd, do to death, irk, pall, pall on, wearisome, weary, give the willies.
artık
- İçildikten, yenildikten veya kullanıldıktan sonra geriye kalan.
- Daha çok, daha fazla.
- Bundan böyle, sonra, daha, yeter
- Kalan veya artan bölüm.
- Bir şey harcandıktan sonra artan bölümü.
- Büyük ve tam aralıkların yarım ses artmış hâli.
- Ziyade, çok üstün.
- Vekarlı.
- Belirli bir işlem sonucunda geriye kalan, artan.
- Erdemli, nitelikli, üstün.