öğütmek ne demek?

  1. Bir araçla tane durumundaki nesneleri bir araçla ezerek un durumuna getirmek

    Bu değirmen, günde ancak kırk elli çuval öğütebilirdi.

    S. F. Abasıyanık
  2. Ezmek, çiğnemek.
  3. Küçük parçalar haline getirme.
  4. (en)Mill.
  5. (en)Grind.
  6. (en)To grind.
  7. (en)To digest.
  8. (en)To grind sth to a powder to digest food.
  9. (en)To granulate.
  10. (en)To pulverize.
  11. (en)To mill.
  12. (en)To grain.
  13. (en)To comminute.
  14. (en)To triturate.
  15. (en)Grind into / to.
  16. (fr)Moudre

öğütme

  1. Öğütmek işi
  2. Katı özdeklerin boyutlarını, çeşitli fiziksel kuvvetlerin yatay ve dikey etkileriyle küçültme.
  3. Yemlerin çarpma, kırpma, kesme veya sürtünme yoluyla boyutlarını küçültmesi, un durumuna getirilmesi işlemi.
  4. Ham yem materyalinin karıştırma işlemine uygun duruma getirilmesi ve besin olarak yararlanılabilme oranının yükseltilmesi amacıyla küçük partiküllere ayrılması.
  5. (en)Granulation.
  6. (en)Trituration.
  7. (en)Milling.
  8. (en)Grind.
  9. (en)Grinding, milling, powdering.
  10. (en)Grinding.

öğütme bölümü

  1. (en)Crushable bin, crushable zone.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

öğütmeöğütme bölümüöğütme değirmeniöğütme haznesiöğütmemeköğütöğüt olaraköğüt verenöğüt veren kimseöğüt verir gibi konuşanöğüdümü tutöğüdünü tutmaköğünöğün yemlemesiöğünç
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın