speedgate ne demek?
- Hız sınırı
hız
- Çabukluk, sürat.
- Bir hareketten doğan güç, şiddet
- Çaba, güç, gayret, takat.
- Alınan yolun harcanan zamana oranı, sürat
- Bir cismin ya da bir dalganın birim zamanda aldığı yol.
- Bk. alıcıhızı
- Bk. duyarlık
- (I) Birim zamanda alınan yol.
- Demografi ve epidemiyolojide en sık kullanılan ölçümler olan, incelenen nüfusta belirli bir sürede görülen belli bir olay sayısının, bu olay bakımından risk altında bulunan nüfus dilimine bölünmesiyle elde edilen ve çoğunlukla on binde veya binde şeklinde ifade edilen ölçüt.
- Atılan, kalkan, sıçrayan. (Osmanlıca'da yazılışı: hîz)
speed
- Hız, sürat
- Ivinti, çabukluk, çabuk gitme
- Çabuk gitmek, süratle gitmek koşmak, acele etmek
- Acele ettirmek, hız vermek
- Yolunu açık etmek, uğurlamak, yolcu etmek, hızlandırmak, hız yapmak, süratli gitmek, başarılı olmak
- Eski uğur, başarı, muvaffakiyet: (argo) amfetamin
- Eski muvaffak etmek
- Eski uğurlu kılmak, uğur getirmek
- Uğurlamak, geçirmek
speed brake
- Uçağın hızını kesmek için kullanılan kanatların üstündeki kumanda yüzeyi
- Hız freni