iç gıcıklamak ne demek?
- Arzu uyandırmak.
- Huylandırmak.
arzu
- Heves
- İstek, dilek
- Özlemek, müştak olmak. "arzum" olarak da kullanılır.
- Emel, heves, meyl.
- İstenilen, beğenilen.
- Meşhur halk hikayelerinden olan Arzu ile Kamber hikayesinin kadın kahramanı.
- Will.
- Thirst.
- Desire.
- Longing.
iç
- Herhangi bir durumun, cismin veya alanın sınırları arasında bulunan bir yer, dâhil, dış karşıtı
- Oyuk şeylerin boşluğu.
- Cisimlerin yüzeyleri arasında kalan her nokta.
- Toplu bir durumda bulunan kimse
- Nesnelerin arasında bulunan kimse veya nesne.
- Ten ile dış giysiler arası
- Kabuğu olan veya dışı kabuk durumunda bulunan yiyeceklerde kabuğun sardığı bölüm.
- Pirinç, soğan ve baharatla hazırlanan, dolmalarda kullanılan karışım.
- Kapalı yerlerde geçen görünçlükleriiçine alan çekim
- İşlikte, kapalı yerlerde çevrilmiş çekim. Dış'ın karşıtı.
iç acemilik
- Boggle
gıcıklamak
- Gıcık oluşturmak, kaşındırmak.
- Kuşkulandırmak.
- Cinsel istek uyandırmak
- To cause to cough.
- Tickle.
- Titilate.