engender ne demek?
- Hasıl etmek
- Tevlit etmek
- Neden olmak
- Vücuda getirmek
- Meydana çıkarmak
- Doğurmak
hasıl
- Olan, ortaya çıkan; görünen.
- Olan, ortaya çıkan, görünen.
- Peyda olan. Husule gelen. Çıkan, meydana gelen. (Osmanlıca'da yazılışı: hâsıl)
- Sığır buzağısı. (Osmanlıca'da yazılışı: hasîl(e))
- Size, slashing product.
- Result.
- Effect.
- Produced.
- Growing.
engendering
- Neden olma
- Doğurma
- Yol açma
- Hasıl etme
- Meydana çıkarma
- Vücuda getirme
engenek
- Çamaşır yıkama leğeni. (Küllük *Iğdır -Kars)