yavaş yavaş gitmek ne demek?
- Linger
linger
- Uzun zaman can çekişmek
- Geçmek bilmemek
- Durmak, geçmişte kalmak
- Ayrılamamak, gitmemek
- Gecikmek
- Gitme vaktini uzatmak
- Oyalanmak
- Kolayca ölmemek
- Kolay kolay geçmemek
- Yavaş yavaş gitmek
yavaş yavaş girmek
- Insinuate
yavaş yavaş gelmek
- Work around to, work round to.
yavaş
- Dikkat et, acele etme!
- Hızlı olmayan, çabuk karşıtı.
- Yumuşak huylu, yumuşak başlı.
- Alçak, hafif.
- Alçak, hafif bir biçimde
- Hızlı olmayarak.
- Ağırbaşlı; yumuşak huylu, sakin.
- Şefkatli, sevecen.
- Slow.
- Gingerly.
gitmek
- Bir yere doğru yönelmek
- Bir yerden veya bir işten ayrılmak.
- Çıkmak, ulaşmak.
- Belli bir amaçla bir yere devam etmek veya bir işle uğraşmak.
- Sürmek, devam etmek
- Yakışmak, yaraşmak.
- Tüketilmek, harcanmak
- Götürülmek, gönderilmek.
- Take one's way.
- Go away.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yavaş yavaş girmekyavaş yavaş gelmekyavaş yavaş azalmakyavaş yavaş azaltmakyavaş yavaş çıkmakyavaş yavaş değişmekyavaş yavaş dolaşmayavaşyavaş artan geiıelleşmiş fonksiyonyavaş atın çiftesi pek oluryavaş çalınan parçayavaş çalışmayavaş çekimyavaş çevirimyavaş davranmakyavaş dondurmayavaş gitmekyavayavanyavan çorbayavan içkiyavan söz