yakışıksız kaçmak ne demek?
- Uygun düşmemek, çirkin olmak, münasebetsiz görünmek
Kitabın adı uzun fakat insanda okumak merakı uyandırdığı için bu uzunluk yakışıksız kaçmamış.
N. Hikmet
yakışıksız
- Yakışık almayan, uygunsuz, çirkin, münasebetsiz (tavır, hâl vb.)
- Improper.
- Unbecoming.
- Unseemly.
- Unsuitable.
- Rude.
- Ill assorted.
- In bad form.
- Incorrect.
- Infra dig.
yakışıksızlık
- Yakışık almayan davranış veya durum, uygunsuzluk.
- Unsuitability.
- Impropriety.
- Rudeness.
kaçmak
- Kimseye bildirmeden bulunduğu yerden ayrılmak, firar etmek
- Hızla koşup bir yere saklanmak
- Kendini göstermemek, rastlaşmamaya çalışmak.
- Kaçınmak.
- Gaz, sıvı vb. şeyler sızmak.
- İpi kopmak.
- Girmek.
- Bir yana doğru kaymak.
- Take flight.
- Light out.