yüzünü gözünü açmak ne demek?
- Bir çocuğa veya gence o zamana kadar bilmediği birtakım cinsel bilgiler vermek.
yüzünü ağartmak
- Beğenilir iş yapmak, iş ve davranışlarıyla yakınlarının övünmesine sebep olmak: Bu zaferle Mustafa Kemal, ordumuzun yüzünü ağartmış, milletimizin yüzünü güldürmüştür. -E. C. Güney.
- Be creditable to smb.
yüzünü buruşturmak
- Yüzüne öfke ve hoşnutsuzluk gösteren bir biçim vermek: Yüzünü buruşturuyor Fuat, ukalalığından sıyrılıyor, üzüldüğü belli. -A. Ümit. Ağır işler görüp de güler yüzünü ekşitmemeyi ve kimseyi incitmeden yaşamayı analar bu adamlara öğretmeli idiler. -M. Ş. Esendal.
- Grimace, make a grimace, make grimaces, mop.
açmak
- Bir şeyi kapalı durumdan açık duruma getirmek
- Bir şeyin kapağını veya örtüsünü kaldırmak
- Engeli kaldırmak.
- Sarılmış, katlanmış, örtülmüş veya iliklenmiş olan şeyleri bu durumdan kurtarmak
- Bir şeyi, bir yeri oyarak veya kazarak çukur, delik oluşturmak.
- Tıkalı bir şeyi bu durumdan kurtarmak.
- Çevresini genişletmek.
- Birbirinden uzaklaştırmak.
- Almacı çalıştırmak için düğmeye basmak ya da düğmeyi çevirmek.
- Offer.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
yüzünü ağartmakyüzünü buruşturmakyüzünü çevirmekyüzünü dönmekyüzünü ekşitmekyüzünü gerdirmekyüzünü gören cennetlikyüzünü görmemekyüzünü kara çıkarmakyüzünü kızartmakyüzün bir bölümüyüzün yandan görünüşüyüzüncüyüzüncü şeyyüzüncü yıldönümügözünü açmagözünü açmakgözünü ağartmakgözünü alamamakgözünü ayırmamakgözünü budaktan sakınmazgözünü budaktan sakınmaz kişigözünü daldan budaktangözünü dikmegözünü dikmekgözün aydıngözün görüş alanını ölçen aletgözün kısa ve hızlı hareketigözün melanotik tümörlerigözünde büyümek