yüksek ne demek?

  1. Altı ile üstü arasındaki uzaklık çok olan

    ... mekik dokuduğu yüksek bez tezgâhından kalktı.

    Ö. Seyfettin
  2. Belirli bir yere göre daha yukarıda bulunan

    İri kanatları ile bir kaşıkçı kuşu çok yükseklerde tur atıyor.

    H. Taner
  3. Güçlü, etkili, şiddetli.
  4. Derece veya makamı bakımından üstün.
  5. Normal değerlerin üstünde olan, çok

    Türk milletinin karakteri yüksektir.

    Atatürk
  6. Erdemli, faziletli.
  7. Toplum içinde para, ün vb. bakımından üstünlüğü olan.
  8. Yukarıda, üst tarafta olan yer

    Yüksekten avluya açılmış iki pencereden aydınlık alıyordu.

    M. Ş. Esendal
  9. (en)Elevated.
  10. (en)Exalted.
  11. (en)High.
  12. (en)Highrise.
  13. (en)Lofty.
  14. (en)Loud.
  15. (en)Spheric.
  16. (en)Stately.
  17. (en)Superior.
  18. (en)Tall.
  19. (en)Acro-.
  20. (en)Hyper-.
  21. (en)Above.
  22. (en)Over.
  23. (en)Dominant.
  24. (en)Eminent.
  25. (en)Grand.
  26. (en)Noble.
  27. (en)Precipitous.
  28. (en)Rarefied.
  29. (en)Great.
  30. (en)High- level.
  31. (en)Moor.

yüksek açınık

  1. Dil yüksekte tutularak söylenen açınık.
  2. (fr)Voyelle haute

yüksek alan kayması

  1. (en)Upfield.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

yüksek açınıkyüksek alan kaymasıyüksek alaşım çeliğiyüksek anlıksal süreçleryüksek arazi vaşağıyüksek ateşyüksek ateşim var.yüksek atlamayüksek atlama sırığıyüksek atlama yapmakyükseğe atmakyükseğe pompalamakyükseğine gitmekyükyük kütle oranıyük akımıyük aktarım dedektörleri, CTDyük aktarımı
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın