what do ne demek?

  1. Neden umurumda olsun ki?, beni neden ilgilendirsin ki?, neden endişŸeleneyim ki?

what do you do

  1. Ne iş yaparsınız

what do you do for a living

  1. Hangi iş yapıyorsunuz

do

  1. Gam (II) dizisinde "si" ile "re" arasındaki ses.
  2. Bu sesi gösteren nota işareti.
  3. (en)Syllable attached to the first tone of the major diatonic scale for the purpose of solmization, or solfeggio.
  4. (en)It is the first of the seven syllables used by the Italians as manes of musical tones, and replaced, for the sake of euphony, the syllable Ut, applied to the note.
  5. (en)In England and America the same syllables are used by many as a scale pattern, while the tones in respect to absolute pitch are named from the first seven letters of the alphabet.
  6. (en)To place; to put.
  7. (en)To cause; to make; with an infinitive.
  8. (en)To bring about; to produce, as an effect or result; to effect; to achieve.
  9. (en)To perform, as an action; to execute; to transact to carry out in action; as, to do a good or a bad act; do our duty; to do what I can.
  10. (en)To bring to an end by action; to perform completely; to finish; to accomplish; a sense conveyed by the construction, which is that of the past participle done.

  1. İki evcikli
  2. İnternet üzerinde daha önceden ziyaret edilmiş siteleri gösteren dosyalar.
  3. Sayısal delillerde daha önceden İnternet üzerinde ziyaret edilmiş sitelerine ait kayıt bilgilerinin tespit edilmesi yöntemi.
  4. İşletim sitemi ve kayıtlarda bulunan yazılımların incelenmesi yöntemi.
  5. Difüzyon akımı ile ona etki eden değişkenler arasındaki ilişkiyi veren eşitlik. id = 607 n D1/2 C m2/3 t1/6 Bu değişkenler analit reaksiyonunda söz konusu elektronların sayısı (n), difüzyon katsayısının karekökü (D1/2) ve damlayan civa elektrotunun kılcal sabiti (m2/3 t1/6)'dır.
  6. İndiyum elementinin sembolü. (II)
  7. İzomagnezyum halojenür ile aril asetik asit veya onun sodyum tuzuyla oluşan, Grignard reaktifine benzer bir belirteç.
  8. İnsektlerle taşınan, felç, irinsiz meningoensefalomiyelitis ve miyokarditisle belirgin, genellikle on haftalıktan büyük hindilerde ve seyrek olarak genç kazlarda görülen flavivirüs enfeksiyonu.
  9. İsrail'Den köken alan, çok sıcak koşullarda hayatta kalabilen ve yüksek verim gücü gösteren sığırların geliştirilmesi amacıyla 1920 yılında ithal edilen Holştayn boğalarla yerli Damascus ve Baladi ırkı ineklerin birleştirilmesi ve 1947-1962 yılları arasında Kanada ve ABD' den getirilen çok sayıdaki sığırla ırkın stabilizasyonun sağlanması sonucu geliştirilmiş, Holştayn ırkına çok benzeyen, siyah beyaz alaca renkli, Holştayn ırkının aksine sıcağa ve subtropik iklime dirençli, sıcak iklimde süt verimi Holştayn ırkından daha yüksek, sütünün yağ oranı daha düşük, uysal mizaçlı, sürü idaresi kolay ve yetiştirme sistemlerinin çoğuna uyum sağlayabilen, günlük canlı ağırlık artışı yüksek, kolay buzağılayan, buzağılama aralığı oldukça kısa sütçü sığır ırkı.
  10. İsrail'Den köken alan, Akdeniz bitki örtüsünü iyi değerlendiren ve kenelere karşı dirençli bir sığır oluşturmak amacıyla Akdeniz orijinli ırkların Brahman ve Santa Gertrudis ırklarıyla birleştirilmesi ve yıllar sonra Hereford, Angus ve Simental ırklarının da ıslah programına katılmasıyla geliştirilmiş, et verimi yönünde yetiştirilen sığır ırkı.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

what do you dowhat do you do for a livingwhat do you do for mewhat do you have for dessertwhat do you recommendwhat do you think will be the final scorewhat do you wantwhat do you want?what day is todaywhat day is tomorrowwhat did he mean bywhat difference does it makewhat awhat a beauty!what a bindwhat a daywhat a dragwhatwhat a foolwhat a grumpy fellowwhat a lark!what a moronwhawhackwhack downwhack upwhackeddodo a bunkdo a dancedo a disservicedo a double takedo a fade outdo a favordo a food justicedo a good tradedo a lagdd 76d aD aktifleştirilmiş bitkisel sterolD aktifleştirilmiş hayvansal sterol
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın