uzlaşmak ne demek?

  1. Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını, karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak

    O vakit politika ile mücerret ilmi birbiriyle gayet kolay uzlaşır şeyler sanıyordum.

    R. N. Güntekin
  2. (en)Meet half way.
  3. (en)Make a deal.
  4. (en)Come to an agreement.
  5. (en)Come to terms.
  6. (en)Settle with.
  7. (en)Settle on.
  8. (en)Compromise.
  9. (en)Come to a mutual understanding.
  10. (en)Strike a balance.
  11. (en)Close.
  12. (en)Compound.
  13. (en)Covenant.
  14. (en)Assent.
  15. (en)To compound.
  16. (en)To compromise.
  17. (en)To come to an agreement.
  18. (en)To make it up.
  19. (en)To strike a bargain.
  20. (en)Accord.
  21. (en)To come to a composition.
  22. (en)Effect a reconciliation.
  23. (en)Call it quits.
  24. (en)Settle up.
  25. (en)Temporize.

uzlaşma

  1. Uzlaşmak durumu, uyuşma
  2. Sulh. ~ sözleşmesi: sulh akdi.
  3. (en)Give-and-take.
  4. (en)Mediatory.
  5. (en)Half-way house.
  6. (en)Agreement.
  7. (en)Understanding.
  8. (en)Settlement.
  9. (en)Reconciliation.
  10. (en)Half measure.

uzlaşma kabilinden

  1. (en)Reconciliatory

Türetilmiş Kelimeler (bis)

uzlaşmauzlaşma kabilindenuzlaşma kararıuzlaşma komitesiuzlaşmacıuzlaşuzlaşıuzlaşıcıuzlaşılmauzlaşılmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın