utanç ne demek?

  1. Utanma duygusu, hicap

    O zaman, tuhaf bir utanca düşüp şaşırır, başımı önüme eğerdim.

    Y. K. Karaosmanoğlu
  2. Haysiyet, şeref ve kişiliğini küçük düşüren durumlardan üzüntü duyma veya korkma
  3. Bkz. ar
  4. (en)Shame.
  5. (en)Disgrace.
  6. (en)Deception.
  7. (en)Opprobrium.
  8. (en)Shock.
  9. (en)Guilt.
  10. (en)Modesty.
  11. (en)Bashfulness.
  12. (en)Embarrassment.
  13. (en)Bashful.

utanma

  1. Utanmak durumu, teeddüp
  2. Utanma duygusu.
  3. Duygusu.
  4. Bir yetersizlik ya da davranıştaki uygunsuzluğun bilincine varınca duyulan coşku.
  5. (en)Shame.
  6. (en)Being ashamed.
  7. (en)Embarrassment.
  8. (en)Blush.
  9. (en)Confusion.
  10. (en)Compunction.

ar

  1. Argon elementinin simgesi.
  2. Tarım alanları için 100 m² değerinde yüzey ölçü birimi.
  3. Utanma, utanç duyma
  4. Alerjik rinit
  5. (en)Shame.
  6. (en)Bashfulness.
  7. (en)Shyness.
  8. (en)Modesty.
  9. (en)Are (100 square meters.
  10. (en)Skyness.

utanç duyan

  1. (en)Ashamed.

utanç duygusu

  1. İnsanın ruh dünyasında oluşan utanma duygusu.
  2. (en)Stigma.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

utanç duyanutanç duygusuutanç duymakutanç kaynağı kimseutanç vericiutanç verici davranışutanç verici sırutanç verici şeyutanç vermekutançbitiutanutana sıkılautananutananın oğlu kızı olmamışutanarak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın