usanç ne demek?

  1. Usanma duygusu, bıkma, bıkkınlık, melal

    Çehremde usanç alametlerinin arttığını sezen kâhya sustu.

    R. H. Karay
  2. (en)Harassment.
  3. (en)Boredom.
  4. (en)Tedium.

usanç getirmek

  1. Usanacak duruma gelmek.
  2. (en)To get bored.

usanç vermek

  1. Usandırmak.
  2. Usandırmak, bıktırmak: “Binlerce kahraman, bu yazın usanç veren günlerini de ateşe, ısınmış demire karşı ve kızgın toprak üstünde geçirecekler.” -F. R. Atay.
  3. (en)To bore.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

usanç getirmekusanç vermekusançlıkusançlık getirmekUSAN konseyiusanceusausa standards ınstituteusa vurmausaaykırıusability
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın