uniformity of mass ne demek?

  1. Kütle tek biçimliliği

kütle

  1. Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın.
  2. Bir yerde toplanmış, bir araya gelmiş insan topluluğu, kitle.
  3. Belirli işleviyle özellik gösteren büyük insan kalabalığı.
  4. Bir nesneye uygulanan kuvvetle, oluşan ivme arasındaki orantıyı veren kat sayı veya nesne niceliği.
  5. Üzerindeki dağ sıraları, yayla ve yüksek ova düzlükleri, bu sıraları birbirinden ayıran ya da yayla düzlüklerini derin biçimde parçalayan koyak oluklarıyla az çok geniş bir bölgeye yayılan engebeli yörelere verilen ad.
  6. Bir cismi ivdirmek için uygulanan kuvvetle, bu kuvvetin oluşturduğu ivme arasındaki değişmez oran; cismin özdek olarak tutarı.
  7. Bk. yığın
  8. Özdeğin kuvvet olarak aldığı etkiyle, bu etkiye ivme olarak verdiği tepki arasındaki orantıyı belirleyen ve Einstein kuramına göre yoğunlaşmış erke sayılabilen nitelik.
  9. (Kitle) Bir cismi terkib ve teşkil eden kısımların bütün hey'etine denir. Toplu şey. Deste. Yığın. Külçe.
  10. (en)Massive.

uniformity of content

  1. Içerik tek biçimliliği

uniformity ratio of illumination

  1. Aydınlıkların düzgünyayılmışlık çarpanı

of

  1. Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
  2. (en)Ugh!.
  3. (en)In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
  4. (en)Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
  5. (en)Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
  6. (en)Oil filters.
  7. (en)Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
  8. (en)Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
  9. (en)Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
  10. (en)Optional Form Source: US EPA.

mass

  1. Emmek. Bir şeyi eme eme içmek.
  2. Kitle, yığın
  3. Yığmak, toplamak, kümelemek
  4. Parça, kütle, külçe, küme
  5. Katolik kiliselerinde ekmek ve şarabın takdisi ayini (Aşai Rabbani)
  6. Ekmek ve şarap ayini, kudas. Bu ayine özgü müzik.
  7. Çokluk
  8. Hacim, cisim

Türetilmiş Kelimeler (bis)

uniformity of contentuniformity ratio of illuminationuniformityuniformitarianismuniformuniform accounting policiesuniform boundedness principleuniform dağılımuniform delivered pricingofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın